VENÖZ YETMEZLİK TEDAVİSİ İLE AĞRILARINIZDAN, ÖDEMDEN VE VARİSTEN KURTULABİLİRSİNİZ.....
VENÖZ YETMEZLİK TEDAVİSİ İLE AĞRILARINIZDAN, ÖDEMDEN VE VARİSTEN KURTULABİLİRSİNİZ.....
VARİSLERİN LAZER İLE TEDAVİSİ EN SON KABUL GÖRMÜŞ AĞRISIZ, ETKİLİ BİR UYGULAMADIR...
YAPIŞTIRICI TEDAVİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI LAZER İLE BENZERLİK GÖSTERMEKTEDİR...
VARİSLERİN LAZER İLE TEDAVİSİ BÜTÜN DÜNYADA EN SIK UYGULANAN YÖNTEMDİR...
KÖPÜK SKLEROTERAPİ KILCAL VARİSLERİN TEDAVİSİNDE EN ETKİLİ YÖNTEMDİR...
KÖPÜK SKLEROTERAPİ
DOĞRU TANI VE TEDAVİLER İLE VARİSLERİNİZ ARTIK AYAK BAĞI OLMASIN.....
Nutcracker sendromu (NKS), sol böbrek toplardamarı olan sol renal venin aorta ve bağırsakları besleyen süperior mezenterik arter arasında sıkışmasına veya aort damarının altından geçmesine bağlı gelişir.
Normal olarak karın içerisinde, sağ bacağa temiz kan taşıyan atardamar, sol bacağın kirli kanını taşıyan toplardamar üzerine biner.
Varisler, normalde görülmeyen bacaktaki toplardamarlarımızın genişleyerek görünür hale gelmeleridir. Genel olarak bayanların %25-30’unda varis bulunmaktadır.
Bacaklarda şişlik oldukça sık görülen ve bir veya iki bacağı etkileyen proplemdir. Her iki bacaktaki ödemin nedeni genellikle aynıdır. Ödeme nedeni olan çok sayıda faktör bulunmaktadır.
Bacak ağrıları sıklıkla ciddi bir sağlık probleminin habercisidir. Bunlar genellikle damar, sinir veya eklem kaynaklı olmaktadır. Ancak bu hastalıklar sıklıkla bir biri ile karıştığı için, tanı ve tedavide önemli problemler görülmektedir.
Toplardamarlarımız atardamarların doku ve organları beslemek için gönderdiği kanı oksijenini kaybetmiş olarak yeniden kalbe dönüşünü sağlayan damarlarımızdır. Bacakta derin ve yüzeyel olmak üzere iki adet toplardamar bulunmakta olup, bu damarların en önemli özelliği kanın geri kaçışını önleyen kapakçıklara sahip olmalarıdır.Bu kapakçıklar kanı geri kaçırdıklarında varis, ödem, ağrı gibi problemler gelişir ve genel olarak bu tabloya venöz yetmezlik adı verilir. Bu kimselerde egsersize yanıt farklılık gösterir.
Modern tıp gelişinceye kadar hastalıkların tedavisinde binlerce yıldır çeşitli bitkiler ve yöntemler kullanılmıştır. Bunlardan sülük geçmişte olduğu gibi günümüzde de çok çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Bunların üretilmeleri için yetiştirme çiftlikleri kurulmuştur. Bu üretilen sülükler pek çok hastalığın tedavisinde modern sağlık ünitelerinde kullanılmaktadır.
Huzursuz bacak sendromu, bacakları harekete zorlayan, ağrı, yanma, karamp, uyuşukluk, karıncalanma, elektriklenme hissi, kaşıntı ve yanmayla karekterize bir hastalıktır. Semptomlar gece uyuma periyodunda veya gün içerisinde hareketsizlik veya dinlenme esnasında gelişmektedir. Sürekli bacakları hareket ettirme ihtiyacı uyku kalitesini ciddi ölçüde bozmakta ve günlük yaşamı çok olumsuz olarak etkilemektedir.
Bacak krampları geceleri gelişen istem dışı, ağrılı, uzun süreli, yaygın, bütün iskelet kaslarında gelişebilen spazmlarıdır. Kramplar çok çeşitli nedenlere bağlı olarak erişkin nüfusun yaklaşık %40-60’ında, çocukların %7’sinde görülmektedir.
Livedo retikülaris sıklıkla bacaklarda olmak üzere gövdede, kollarda deride mavi kırmızı ağımsı bir görünümle seyreden vaskülopatidir. Livedo retikülariste esas hadise soğuk veya emosyenel bir uyarıdan sonra spazm ile başlar ve doku oksijen basıncı düşer. Uzun süren spazm olgularında mikrovasküler tromboz gelişir.
Baker kisti bacak arkasında (popliteal fossa) yer alan eklem sıvısı içeren kitledir. Diz ekleminde sürtünmeyi ortadan kaldıran eklem içi sinoviyal sıvı bulunmaktadır. Eklem iltihabı, kireçlenmesi (gonoartroz), travma, menisküs veya kıkırdak yırtığı gibi problemlere bağlı reaksiyonel olarak sinoviyal eklem sıvısı üretimi artar.
Bazı hastalarda ayak bileği bölgesinde deride kırmızı veya kahverengi renk değişikliği gelişmektedir. Bunlar, bacakta yüksek basıncın etkisine bağlı başlangıçta hafif olurken, ilerleyen yıllar içerisinde daha belirgin bir hal almaktadır.
Pek çok nedene bağlı gelişen toplardamar tıkanıklığında pıhtı oluşumunu engelleyici ilaçlar kullanılır. Başlangıçta 1 hafta enjeksiyonlar ile başlanır ve takiben 3-6-12 ay süre ile kan sulandırıcı tablet (Coumadin) kullanılır.
Pulmoner embolizm, bacak toplardamarları başta olmak üzere sistemik toplardamarlarda oluşan pıhtının dolaşımla gelerek akciğer atardamarlarında tıkanıklığa yol açamasıdır. Embolinin daha az görülen nedenleri arasında yağ dokusu, tümor, hava yeralmaktadır.
Gebelik esnasında ve doğum sonrası dönemde toplardamarlarda (venöz) pıhtılaşma ve buna bağlı akciğer embolisine (pıhtının bacaktan akciğere atılması) eğilim son derece artış göstermektedir.
Doğum kontrol (Oral kontraseptif) ilaçlarının kullanımına bağlı tromboembolik hadiseler oldukça sık görülmektedir. Bunların içinde bulunan östrojen ve progesterone hormonu normal bireylerde tromboemboli riskini 4 misli artmaktadır.
Kalbimizin atardamarlar ile gönderdiği temiz kan ayak parmak uçlarına kadar ulaşmakta ve tekrar kirli kan olarak kalbe dönüş yapmaktadır. Bu dönüş bacaklarımızdaki derin ve yüzeyel toplardamarlarımız aracılığı ile gerçekleştirilmektedir.
Atardamarlarımızın doku ve organlara götürdüğü temiz kan, toplardamarlar (venöz) ile kalbe geri dönüşü sağlanır. Bacakta yüzeyel ve derin olmak üzere iki toplardamar sistemi bulunmaktadır. Derin toplardamar sistemi dönen kanın %90'nını taşımaktadır. Bu toplardamarlar içerisinde kanın sadece kalbe doğru akışını temin eden geri kaçışını engelleyen kapakçıklar bulunmaktadır. Bu kapakçıkların kanı geri kaçırmasına venöz yetmezlik denir.
Yüzeyel toplardamar kaçaklarına bağlı varis saptanan hastaların %20’sinde derinlerde de kaçak saptanmıştır. Bu hastalarda yüzeyel toplardamara yönelik olarak yapılan tedavilerden sonra derinlerdeki kaçağın akibeti çeşitli araştırmalar ile değerlendirilmiştir.
Pıhtı oluşumu ve yıkımı arasındaki normal denge, anormal pıhtı oluşumuna yol açan belirli genetik veya kazanılmış kusurların varlığı ile değişebilir. Pıhtı oluşumu ve yıkımı süreçlerinin patolojik olma nedenleri kan damarı hasarı, venöz staz (vendeki kanın hareketsiz kalması) ve pıhtılaşma bozukluklarının dahil olduğu anormal pıhtı oluşumu ile ilgilidir.
Varisler toplumda erkek ve bayanların %25’ini etkileyen önemli bir sağlık problemini teşkil etmektedir. Varisler esas olarak toplardamar içerisinde yer alan kapakcıkların kanı geri kaçırmasından, diğer bir ifade ile venöz yetmezlikten kaynaklanan bir problemdir. Venöz yetmezliğin en önemli nedenlerini isegenetik yatkınlık, uzun süre ayakta durmayı gerektiren yaşam tarzı, fazla kilo ve doğum oluşturmaktadır.
Venöz yetmezlik ve varislere bağlı olarak, görsel problemler, bacakta ağrı, şişlik, kramp, ayak tabanlarında yanma, huzursuz bacak, ayak bileğinde şişlik, sertlik ve renkte koyulaşma veya ülser gelişebilmektedir. Bu problemlerin yanısıra, akciğer embolisinin en önemli nedenini oluşturan toplardamar tıkanıklığı da varislerin ve venöz yetmezliğin komplikasyonu olarak gelişebilmektedir.
Cilt üzerinde görülen varislerin çeşitli yöntemler ile ortadan kaldırılması venöz yetmezlik ortadan kaldırılmadığı sürece çözüm sağlamaz. Çok kısa süre içerisinde daha da artmış olarak bu varisler nüks ederler. Bundan dolayı varis tedavisinin olmazsa olmazı, Doppler ultrason ile varise neden olan kaçağın (venöz yetmezliğin) saptanarak, çeşitli yöntemler ile ortadan kaldırılmasıdır.
Günümüzde venöz yetmezlikte veya varise neden olan kaçakların tedavisinde, cerrahi tedaviye alternatif olarak en sık uygulanan yöntemlerin başında lazer/Radyofrekenas (RF) tedavisi ve son yıllarda da yapıştırıcı tedavi gelmektedir. Lazer/RF ve yapıştırıcı tedaviler, lokal anestezi ile uygulanan oldukça yüz güldürücü bir işlemler olup, başarı oranları oldukça yüksektir.
Endovenöz yöntemler ile kaçak ortadan kaldırıldıktan sonra geriye görsel problemlere yol açan büyük ve küçük çaplı varisler kalmaktadır. Büyük çaplı varisler aynı seansta mikro-cerrahi uygulanarak 1-2mm çapındaki küçük kesilerden ağrısız ve iz bırakmadan çıkartılmaktadır. Küçük kılcal varislere ise daha sonra köpük skleroterapi veya yüzeyel lazer/RF tedavileri uygulanmaktadır.
Önemli bir hasta grubu ise şikayetleri olmaksızın yalnızca kılcal varis nedeniyle müracacat etmektedir. Bu hastalarda da köpük tedavisi öncesi Doppler ultrason yaptırarak bu kılcal varislerin de bir kaçaktan mı kaynaklanıyor saptanması gerekmektedir. Aksi taktirde kılcal varisler kısa süre içerisinde daha da artmış olarak nüks edeceklerdir.
Sonuç olarak, varis tedavisinde başarı, öncelikle doğru tanının konulması ve buna uygun tedavi yöntemlerinin uygulanmasından geçmektedir. Tedavide lazer/RF veya yapıştırıcı, mikro-cerrahi ve köpük gibi yöntemler kombine edilebilmelidir.
Tedavinin başarısı yalnızca hekimin bildiği yöntemle sınırlı kalmamalıdır......
Prof.Dr.İlhan Gölbaşı
ANTALYA VARİS
Lütfen formu eksiksiz doldurunuz.
©2017 Prof. Dr. İlhan Gölbaşı Her Hakkı Saklıdır.