YAPIŞTIRICI İLE VARİS TEDAVİSİ

Damar içi yapıştırıcı yöntemi venöz yetmezlik ve varislerin tedavisinde en son geliştirilen uygulamadır. Bu teknikte uzun yıllar başka medikal alanda da kullanılan siyanoakrilat (Cyanoacrylate) damar içine uygulanmaktadır. Bu yöntem varis tedavisinde kullanılan kısa sürede uygulanan, ağrısız, etkili ve güvenli bir işlemdir. Bu yöntem lazer veya radyofrekans' a alternatif olarak kullanılmaktadır. Yapıştırıcı tedavi esas olarak varise neden olan venöz yetmezliğin ortadan kaldırılmasında kullanılmaktadır.

Yapıştırıcı tedaviyi uygulayan kişilerin çok iyi Doppler ultrason değerlendirmesini biliyor olmaları gerekmektedir. Daha önceden lazer tedavisi yapan hekimler bu uygulamayı çok kolay gerçekleştirirler. Aksi taktirde yapıtırıcının gönderildiği kateterin lokalizasyonunu doğru olarak değerlendirmeden yapılan işlemler facia ile sonuçlanabilir. Kateterin ucu derin ven içerisinde olursa veya yüzeyel venden derin ven içerisine yapıştırıcı kaçırılırsa, derin ven trombozu ve pulmoner emboli gibi hayati komplikasyonlar gelişebilir.

venaseal1venaseal 3

Bu işlemde, damar içerisine ultrason eşliğinde küçük ve kısa bir katater yerleştirilir. Bu katater içerisinden yapıştırıcıyı göndereceğimiz uzun bir katater derin ve yüzeyel toplardamar birleşme yerinin 3’cm altına kadar gönderilir. Bu seviyeden itibaren katater çekilerek damar boyunca toplam 1cc olacak şekilde yapıştırıcı uygulanarak işlem kısa sürede sonlandırılır.

yapıştırıcı tedavi uygulamasıYapıştırıcı tedavi

Yapıştırıcı tedavi

Şekil. Ultrason kontrolünde yapıştırıcı uygulaması

İşlem esnasında yapıştırıcının verilmesi ile çok kısa süreli geçici yanma hissi gelişir. Bu madde damar içerisinde kanla temas eder etmez hızla reaksiyona girerek elastik katı bir yapı oluşturur. Bu yapının enfeksiyona karşı koruyucu özelliği de bulunmaktadır. Bu uygulanan maddeye karşı allerji veya benzeri durumlar çok çok nadir olarak bildirilmiştir. İşlem sonrası bacak bandajla sarılarak işlem sonlandırılmaktadır.

İşlem sonrası ağrı diğer tekniklere göre oldukça az görülmektedir. Erken dönem oklüzyon oranı %99 olup hastalarda çok önemli komplikasyon izlenmemektedir. Büyük serilerde en korkulan problem olan derin toplardamar tıkanıklığı bildirilmemiştir. Bu hastalarda işlemi takiben ciltte hafif morluklar ve %10-20 'sinde flebit tablosu saptanmıştır.

Yapıştırıcı ile varis tedavi yönteminin farklılıkları:

  • İşlem sonrası hemen normal günlük aktivitelerine ağrısız olarak kısa sürede başlar.
  • Bu işlemin başarı oranı yaklaşık 10 yıldır uygulamakta olduğumuz lazer ve radyofrekans ile benzer düzeyde olup ortalama %95-98’dir. Ancak uzun dönem sonuçları henüz tamamlanmamıştır.
  • Bu yöntem onlara göre daha konforlu, işlem esnası ve sonrasında hemen hemen hiç ağrıya yol açmayan bir yöntemdir.
  • Bu yöntemde herhangi bir anestezik yönteme de ihtiyaç söz konusu değildir.
  • İşleme bağlı cilt lezyonları veya sinir hasarı gelişmez.
  • Damar içerisinde oluşan madde elastik kıvamda olması nedeniyle kişi tarafından elle
  • En önemlisi, işlem sonrası varis çorabı ve her hangi bir ilaç kullanılması gerekmemektedir.

Sonuç olarak, yapıştırıcı tedavi venöz yetmezlik ve varislerin tedavisinde günümüzde lazer veya radyofrekans'a alternatif etkili bir yöntem olarak yerini almıştır. Uygulama sonrası başarı oranları benzerlik gösterirken, bu yönteme bağlı hayati embolik hadiselere diğer uygulamalardan daha fazla rastlanmıştır. Bu yöntemin diğerlerine göre üstün yanları ise uygulamanın daha kolay olması, daha az ağrı gelişmesi ve işlem sonrasında varis çorabı kullanımını gerektirmemesidir. Varis tedavisinde yapıştırıcı tedavinin uygulamasındaki kolaylıklar nedeniyle ilerleyen yıllarda daha yaygın olarak kullanılacağını düşündürmektedir.

Prof. Dr.İlhan Gölbaşı