Gebelik esnasında ve doğum sonrası dönemde toplardamarlarda (venöz) pıhtılaşma ve buna bağlı akciğer embolisine (pıhtının bacaktan akciğere atılması) eğilim son derece artış göstermektedir.
Bu durum bütün dünyada gebelik esnasında anne ölümlerinin önemli nedenlerinden birisini teşkil etmektedir. Bundan dolayı gebelik esnasındaki risk faktörlerine göre etkili yaklaşımlar hayati öneme haizdir. Genel olarak, gebelikte toplardamar tıkanıklığı (DVT) gelişme riski binde 3-5’dir. Bu gebe olmayan kadınlara göre 5-10 kat daha yüksektir. Lohusalık döneminde ise bu oran daha da yükselmektedir. Doğuma bağlı toplardamar tıkanıklıklarının %60’ı doğumu takibeden haftalarda görülür.
Normalde toplardamar tıkanıklıklarının %8’i kasık bölgesinde gelişirken, gebelik veya lohusalık döneminde bu oran %80’dir. Bu bölgede gelişen tıkanıklıkların önemi, bacağın tamamını ciddi olarak etkilemesi ve hareketli bölge olması itibarıyla akciğere pıhtının gitme riskinin yüksek olmasıdır.
Normalde tıkanıklıkların %55’i sol bacakta görülür. Bu oran gebelerde veya lohusalarda %80’e çıkmaktadır. Bundan dolayı, gebelik veya lohusalık döneminde gelişen toplardamar tıkanıklıklarında kasıktan topuğa kadar çok ciddi şişlik ve ağrı görülür.
Derin ven trombozlarının %20 ilk üç ayda, %33 ikinci üç ayda, %47 ise son üç ayda görülür.
Gebelerin %30’unda izole akciğer embolisi, sessiz DVT gelişmektedir. DVT saptanan hastaların ise %40-50 sinde sessiz akciğer embolisi gelişmektedir.
Genel olarak toplardamar tıkanıklıklarında üç önemli faktörden birisi veya tamamı söz konusudur. Bu faktörler;
Derin ven trombozu tanısında;
Gebelik esnasında ana toplardamara basıyı azaltmak için sol yana yatılması faydalı olacaktır.
Yüksek riskli hastalarda proflaktik pıhtı önleyici (antikoagulan) tedavi başlanır. Ağızdan alınan pıhtı önleyici ilaç olan Warfarin (coumadin) plesantadan geçer. Buna bağlı ilk üç ayda kollarda, bacaklarda, yüzde çok sayıda doğumsal anamoliler gelişebilir. Son üç ayda kullanımına bağlı olarak da bebekte kafa içi kanamalar gelişir. Bundan dolayı ağızdan pıhtı önleyici tabletlerin (coumadin) kullanımı ikinci üç ayda önerilmektedir. Çok riskli gebelerde diğer aylarda pıhtı önleyici iğneler yapılır.
Normal doğum veya sezaryanı takiben erken mobilizasyon sağlanır, kompresyon çorapları kullanılır.
Derin toplardamar tıkanıklığı tanısı konulan gebelerde, yattığı veya oturduğu zaman kan akımını artırmak için bacaklar kalp seviyesinin üstüne yükseltilmeli, pıhtı önleyici ilaç enjeksiyon başlanmalıdır.
Erken dönemde ayak bileğinden dizüstü bölgeye elastik bandaj uygulanabilir. Takiben diz altı orta derece basınçlı varis çorabı giydirilmelidir. Çorap 1-2 yıl giyilmelidir..
Hastalar hareketsiz yatmamalı, normal günlük aktivitelerini yerine getirmelidirler. Doğumdan 12 saat önce pıhtı önleyici iğne kesilir, sezeryandan 12 saat sonra, normal doğumdan ise 6 saat sonra tekrar başlanır. Pıhtı önleyici tabletler anne sütüne geçmedikleri için doğumdan sonraki dönem kullanılabilirler.
Sonuç olarak, gebelikte veya lohusalık dönemde toplardamar tıkanıklığının çok sık geliştiği ve akciğere atarak ölümcül komplikasyonlara yol açtığı bilinmelidir. Yüksek riskli hastalarda kan sulandırıcı iğne ve kompresyon çorabı kullanımı gibi önleyici tedbirler mutlaka alınmalıdır.