DOĞUM KONTROL HAPLARI VE TROMBOEMBOLİZM
Doğum kontrol (Oral kontraseptif) ilaçlarının kullanımına bağlı tromboembolik hadiseler oldukça ciddi ve sık görülmektedir. Bunların içinde bulunan östrojen ve progesterone hormonu normal bireylerde tromboemboli riskini 4 misli artmaktadır.
Bu artıştan bu ilaçların pıhtılaşma faktörlerinden VII, VIII, X ve fibrinojeni artırmaları, antitrombin III, protein S seviyesini düşürmeleri sorumlu tutulmaktadır.
Ancak kullanan kimselerde pıhtılaşmaya eğilimi artıran genetik bir problem varsa tromboemboli riski çok daha artış göstermektedir. Bu genetik bozuklukların başında faktör V Leiden, antitrombin III, prtotein C ve S düşüklüğü gelmektedir.
Faktör V leiden mutasyonu heterozigot bireylerde pıhtılaşmaya eğilimi 8 misli artırır. Ancak bu kişiler oral kontraseptif ajan kullandıklarında bu oran 30 misli artış göstermektedir.
Homozigot faktor V leiden mutasyonu bulunan kimselerde ise pıhtılaşmaya eğilim 80 misli artış göstermektedir. Doğum kontrol ilaçları kullandıkları taktirde bu oran 100 misli yükselmektedir. Bundan dolayı homozigot faktör V leiden mutasyonuna sahip bireylerin doğum kontrol ajanları kullanmaları tavsiye edilmemektedir.
Heterozigot protrombin gen mutasyonunda pıhtılaşmaya eğilim 3 misli artış göstermektedir. Bu kimselerde birlikte oral antikoagulan kullanımında pıhtılaşmaya eğilim 16 misli artış göstermektedir.
Heterozigot protein C defisiti bulunan kimselerde ise pıhtılaşmaya eğilim 7 misli artış göstermektedir. Homozigot olanlarda ise yaşamla bağdaşmayabilir. Bunlarda genellikle doğum esnasında veya erken dönemde yaşamı tehdit eden ciddi trombembolik hadiseler gelişir. Bu fetuslar sıklıkla spontan düşükle sonlanırlar. Heterozigot protein S defisitinde ise 6 misli artış görülür.
Trombotik risk östrojen dozuyla da bağlantılı olup, risk tedavinin 4. ayından itibaren artış gösterir. Bu risk ise ilaç kesildikten 3 ay sonra kullanmayan kadınlar düzeyine iner.
Bu pıhtılaşma eğilimindeki artişın çok yüksek ve hayatı tehdit eder boyutlarda olması nedeniyle, doğum kontrol hapları başlanmadan önce genetik araştırmaların yapılması önerilmektedir.